Thursday, July 09, 2009

Hayal...

Zaman uzerine dusunuyorum bugunlerde...

Birden hayalsiz zamanlarim aklima geliyor. Ingiltere'ye gelmeden birkac ay onceydi. Kirik kalbimi buyuk oranda onarmistim da sanki bir tedavinin yan etkisi gibi telasla fark etmistim, hayalsizdim!! Iyiydim, mutluydum, arkadaslarimla harika zaman geciriyor, kendimle barisiyordum. Ama bir eksiklik vardi, hayallerim o ara gitti galiba...

Sonra huzunlerle kapli cok guzel bir havada Londra karsiladi beni. Harika bir sessizlik ve yalnizlik yasadim burda aylarca. Ufak ufak geri geldi hayal kurma mekanizmam. Ne de iyi etti...

Boylece gecti zaman... gecti zaman...

Simdi kendimi hayal kurarken yakaliyorum bol bol... Icim isiniyor, yazmak istiyorum kurduklarimi...

Bos bir ev hayal ediyorum Istanbul kisa hazirlanirken. Hali yok, perde yok, karyola yok. Sadece bir dosek, bir gardrop. Iki saksi cicegi. (kis gunesiyle feslegen yetisir mi ki evde?) Sadece en temel ihtiyaclar icin birkac elektrikli esya, bir camasir makinesi, bir ocak, bir buzdolabi. Bunlardan baska her sey luks. Ve doymaya yetecek kadar arac, 1 tencere, 1 tava, dort tabak... Londra'dan getirebilecegimiz tasimasi kolay kucuk LCD televizyon... (Xavier'in televizyon bagimliligini bir sure idare edecektir ama Fransizca ya da Ingilizce kanallar sart)

Bu esyalar evi hala bos gosterecek kadar ufak, basit ve eksik... Benim asil hayalini kurdugum, koca bir kitaplik...

O kadar cok kitap, o kadar cok yazar var ki merak ettigim, duydugum ama uzak kaldigim, yillar once ordan burdan elime gecen ama hic benim olmayan sevdigim kitaplar... Bunlarin hepsini ayni raflarda toplamak istiyorum. Bulasik makinesi alacagima once o raflari doldurmak istiyorum mesela...

Sonra Xavier'in bir Belcika gelenegi olan cizgi romanlari... Bir kismi Londra'da, bir kismi Fransa'da MasalEv'de... Onlarin hepsini getirmek, bir araya koymak lazim Istanbul'da. Sirf onlari okuyabilmek icin daha da cok istiyorum bir gun Fransizca ogrenmeyi... Cok guzel ciltleri var, harika kapak tasarimlari. Kimisinin Noel zamani cikarilan ozel serileri...

Annemden Mesnevi'nin 6 ciltlik yeni baskisini mi istesem ceyiz olarak? Ama o bana utu, tabak canak almak istiyor...

Ben yine de hayal kuruyorum. O bos evde, los bir ogleden sonra... halisiz, ciplak parke yerlerde kutularindan cikip raflara yerlesmeyi bekleyen kitaplar... Cogunlugu Turkce ve Fransizca, bir kismi Ingilizce kitaplar... Eminim yine tartisacagiz Xavier'le, o boy sirasina koymak isteyecek kitaplari, ben iceriklerine gore gruplandirmayi. Sonucta demokratiz ikimiz de, herkes kendi kitaplarini istedigi gibi duzenleyebilecek...

Hayal... Nasil ozlemisim seni...

Dun gece uyumam gereken zamanda bunlari dusunup once dusunduklerimi anlatmak yerine sunu soyledim Xavier'e "Bir romanin 20 liraya satildigi bir ulkede elbette toplum gelisemez." Yari uykulu "Nerden cikti simdi bu?" dedi Xavier. Ben de ona gunlerdir kurdugum hayalden bahsettim. Boyle guzel guzel hard back kitaplar alalim ama, dedi uykudan kopan bir sesle. Sekilcidir kendisi. Yok oyle paper back-hard back ayrimi Turkiye'de, en berbat kagit kapak icin 15-20 lira odersin bir kitaba. Insanlarin almaya parasi yok ki nasil okuyup da gelisecek... diyordum ki Xavier'in coktan uyku diyarina gittigini hissettim.

Olsun, Turkce'de beni bekleyen bir suru oyku ve roman var ve sadece birkac ay uzagimdalar...