Evet keske insan haklarinin yaninda kadin haklarindan bahsetmek bir luks olsaydi. Ne bileyim bana bile simariklik olarak gelebilirdi bu. Ama Turkiye’nin yasadigi donusumun tam ortasinda, hele hele bunca kadin katliamini gore gore ‘kadin haklari’ diyince, kimse kusura bakmasin…
Aslinda kadinlarin hakkindan ya da hak ihlallerinden bahsederken olcut her sekilde insan haklarina dayaniyor. O zaman sorunun kaynagina yaklasiyoruz galiba: Cinsiyet ayrimciligi.
Son zamanlarda farkli alanlara uyarlanabilen cok moda yeni bir soylem var, pozitif ayrimcilik. Yaratilmis en yapay, cig, vicik vicik kavramlardan biri. Sanki siz bir seyi olumlu saydiniz diye o, durumu otekilestirmekten uzaklasiyor. Hayir efendim, siz pozitif deseniz, iyi niyetle yaklassaniz da kadini erkekten ayirdiginiz anda otekilestiriyor, cinsiyetinden oturu yetersizlestiriyorsunuz. (Buna maruz kalan erkekler de var tabii, onlar icin de ayni derece endiseliyim)
Bir suredir 30’lu yaslara gelmis bir kadin olarak algilarim gecmistekinden cok daha acik. Bunda ulkemiz gundeminin de buyuk etkisi var tabii ki… Ama otuzlarinizda, evli ve calisan bir kadinsaniz ve basiniza issizlik gibi bir illet gelmisse, vay halinize. Oyle haller yasiyorsunuz ki bunlari yazip internette yayinlayamiyorsunuz bile. Yas mustakbel isvereniniz bu bilgiye ulasirsa?.. Iste bu yuzden ise basladiktan sonra yazmaya basladim ben de…
Simdiden birkac konu basligi var:-Kadinin kadina kariyer teroru-Is gorusmeleri, strateji oyunlari-Patron zihniyeti - Turk ve AB farkliligi
Cok yakinda...
No comments:
Post a Comment