Tuesday, May 08, 2012

Geç Hıdırellez


Sevgili Hızır ve İlyas,

Bu yılki buluşmanızı kaçırdığım için çok üzgünüm. Öyle bir yorgunluğa teslim oldum ki koltukta sızmışım, oysa bu yıl erken açmıştı terastaki gülümüz. Adeta dileklerimiz, dualarımız için hazırlanmıştı. Lütfen beni yanlış anlamayın, kocamın aksine ben hiç hesap yapmadım, geçen seneki dileklerim gerçekleşmedi diye unutmadım sizi. Yeni işime adaptasyon süreci ve ağır bir yorgunluktu sadece. Yine de içimdeki en güzel dilekler gül ağacımızda hayat bulsun, yeryüzündeki manevi devir daiminiz bir dahaki seneye kadar yepyeni güzelliklere vesile olsun…


***

Birkaç yıl Beşiktaş-Nişantaşı arası en medeni şekilde sabahları dolmuş yolculuğu yapıp akşamları da eve yürüyerek giden ben, şimdi bambaşka bir dünyaya ışınlanmış gibiyim. Yeni işim Ataşehir’de, Ağaoğlu Cumhuriyeti’nde. İnanılmaz bir yer burası, asla yaşamayı düşünmeyeceğim, bütün bu inşaat yığınına anlam veremediğim tuhaf bir dünya. Neyse izlenimlerimi yakında detaylarıyla paylaşacağım. Yalnız gecikmeli olarak Hızır ve İlyas’tan bir dileğim var: Havalar ısındı, sabahları harika bir motor yolculuğunda deniz havası aldıktan sonra minibüste ter kokularına maruz kalıyorum. Bu insanlar her gün duş alıp deodorant kullanamaz mı? Çok şey mi istiyorum? İşimi seviyorum ve bu yolculuğa da alışmak istiyorum ama kolektif bir durum benimkisi. Güne güzel başlamam diğer insanların kokularına bağlıysa eğer, ben nasıl özgür bir bireyim?