Thursday, December 21, 2006

Bana musade...


Dostlar, Nesli once Londra disina yola cikar Christmas icin. Sonra gelir gelmez ayaginin tozuyla Bruksel yollarina duser 28 Aralik'ta...

Yani demem o ki, uzun sure yokum burada, buyuk ihtimalle internete de baglanamayacagim :(

Off bir suru is var, valiz hazirlamaliyim. Yazmak istediklerim de var, birkac gun once gittigim film mesela Shortbus... Neyse artik donunce...

Dun ilk Christmas hediyemi aldim, cok cici paketli kucuk bir kek. Ve aksam Neclamla konustum uzun zaman sonra. Haber almak cok iyi geldi. Gecen sene, yilbasi yemegimi Necla'larda yemistim... (Sonra ben partiye gittim, Necla evde kocasini bekledi!!) Nasil guzeldi birlikte olmak... O da bloguna Christmas cilginliginin New York ayagini yazmis. Tam da tahmin ettigim gibi!! Hala bloguma link eklemeyi beceremiyorum ama siz www.neclavemehmet.blogspot.com dan Necla'nin kocasi Memo'nun cektigi harika NY fotograflarini gorebilirsiniz...

Sonra bir de bu sabah... Deniz'den gelen Istanbul adresli eposta harika bir hediyeydi benim icin. Agladim biraz, sonra guldum... Nasil ihtiyacim var konusmaya. Ve benim guzel arkadasim ne guzel seyler salik vermis bana...

Dedigim gibi, yeni yila Bruksel'de sevgilimle giriyorum. Eminim cok guzel gececek. Bir de 1 gunlugune Amsterdam'a gitmek icin sansimi zorlayacagim :) E 2 saatcik canim, arabayla... Schengen vizemin suresi dolmadan....... Lutfeeeeen! :) Fotograflar ben donunce, bu adreste!


HAPPY NEW YEAR !
Yilin bu donemlerinde hep senenin bilancosunu cikarmaya alisan ben, bu aliskanligimi birakmaya karar veriyorum. Bir yil daha zenginlesti iste hayatlarimiz. Nasilsa her sene yasanacak yeni birseyler var...

Geriye bakmadan, yarinlarla mutlu olacagimiz yepyeni bir yil dilegiyle!

Uzaktakiler... Elif, Necla, Mehmet, Serra... Bizim icin daha cok eglenmek, eglenerek ozlemlerimizi bastirmak zamanidir simdi, degil mi... ;)

Friday, December 15, 2006

Yazabilenlerin kalemine saglik...



Bu sabah gordum Ece Temelkuran'in eski yazilarindan birinde.

Aska dair:

"...Kimin daha çok acı çektiğine gelince... Eli kalem tutan hangisiyse odur en çok acı çeken. Çünkü tarihi kazananların yazması gibi aşkın acısı da mektupları yazanda kalır..."

Bu kadinin duyarliligina, yasama ve anlamlandirma bicimine yillardir hayranim. Ama hissiyata ve yazmaya dair bu kadar yalin bir kesif olabilir mi?.. Hep boyle yasamadim mi ben aski...

Monday, December 11, 2006

Christmas sakaya gelmez...

Eylul sonunda Christmas alisverisi basladiginda gulmustum. Daha cook var, dedigimde, sadece "a couple of months!!" kaldi dediler...

Sonra Kasim ortalarinda sevgilim "Artik ailem icin hediyeleri almam lazim." diyince dalga gectim, ne bu acele diye. Son haftalarda istedigin hediyeleri bulamazsin bu yuzden erken baslayip birkac haftada tamamlamak gerekirmis. Benim saskinligim uzerine aciklamaya calisti, "Nesli bu Christmas, en buyuk sey, yilin en onemli donemi. Inancli bir Hiristiyan olmayanlar icin bile buyuk bir aile gelenegi..."

---
2 Aralik cumartesi gunu, hazir Xavier Barcelona'dayken ben de onun hediyesine bakayim diye merkeze gitmeye karar verdim. Hadi dedim bugun vaktim var, metroya binecegime otobusle etrafi seyrede seyrede gideyim... Allah Allah... neden bu otobusler Marble Arch'ta duruyor, Oxford Circus'a kadar gitmeleri lazim!! Neyse yururum biraz, nasilsa butun gunum bos, arkadaslardan da ses cikmadi...

Ve Oxford Street'in basina gelinip de gorulur ki butun cadde ve hatta Regent Street arac trafigine kapali, her yer suslenmis isiklandirma tamamen hazir ve milyonlarca insan! Bu siradan bir cumartesi degil, bu alisveris festivali!! Yollarda sovmenler, jonglorler, magazalarin icinde kucuk orkestralar, animatorler... Her yerde Christmas sarkilari ve milyonlarca insan... Iyi de daha 3 haftadan fazla var Christmas'a!! Kasa kuyruklari, durup yolda, hatta magazalarin icinde fotograf cekilenler, bu ozel gunun tadini cikaranlar ve bir yanda aisveris yapmaya calisanlar... Birkac magazaya girip ciktim, hediyemi belirledim, hafta ici gelip almak uzere kafamda isaretledim. Zira o kuyruklar beklenmezdi kasalarda. Ve milyonlarca insan hala etrafimda beni kusatmis haldeydi. Vakit ilerledi karnim acikti, bir yere girip bir seyler yiyemedim. Kalabalik ve kuyruklar her yerdeydi. Ve milyonlarca insan da!! Artik iyice yoruldugumda ve cok aciktigimda bir bufe bulup da ayakustu atistirabildim... O sirada bir Turk arkadastan aksam icin Salsa bara gitme teklifi aldim onun Brezilyali arkadaslariyla. Ama ayaklarim coktan istifa etmisti bedenimin tasiyicisi olmaktan. Kendimi hemen eve atmaliydim. Bitmedi. Anya ve Jonah'in hediyelerini aldim, bunun icin kuzeye gitmem gerekti. Nihayet eve ulastigimda coktan aksam olmustu.

Cumartesi gunu en az 15 tane olan benim sevgilim icin sectigim sey, carsamba gunu gittigimde btimisti! Buyuk bir hayal kirikligi yasadim, benzerleri vardi ama onun kadar guzel degillerdi... O zaman anladim, Xavier hakliydi!! Christmas sakaya gelmezdi... Buldugunu hemen alacaksin. 2 saatlik kuyrukta bekleme pahasina! Bunun alternatif maliyeti olarak iki gun daha arastirdim ve cuma gunu hayirlisiyla hosuma giden bir sey aldim. Bakalim umarim begenir. E artik begenmek zorunda!!