Friday, August 15, 2008

kime demokrasi?..

Az once Istanbul semalarindayken simdi minubuse atmisim kendimi, annemin kollarina kavusmak uzereyim. Iki bucuk yildir uzaktayim ama her 4-5 ayda birkac gunlugune de olsa gelebiliyorum Istanbul'a...

Bakiniyorum minubuste, yanimdaki kadinla birlikte 4 siyah carsafli kadin oturuyor ve 5 tane turbanli bayan var. Sadece ben ve arkada oturan genc kadin; ikimiziz basi acik. Yuzume vuran sicagi unutup dusunuyorum, eger bu gercekci bir orneklem grubu olsaydi, Turkiye'den bir kesit... Sacmalama Nesli, diyorum kendi kendime, bir minubusle bilimsel bir yargiya varamazsin. Az sonra minubus duruyor bir genc kadin daha biniyor, siki sikiya turbanini baglamis ve yuksek sesle bir "Bismillah!.." diyerek adimini atiyor iceri. Neden, diyorum kendi kendime, neden insanlar inanclarini reklam etme geregi duyuyor?.. 'Sicaga' dayanamiyor ve minubusten erken inip eve yuruyorum...

KILIK KIYAFET OZGURLUGU
Simdi Turkiye'de turban kamusal alanda ve ozellikle universitelerde kabul edilse, kiyafet ozgurlugu ilan edilecekmis gibi... Ama zaten basi aciklar icin de boyle bir ozgurluk yok ki Turkiye'de. Israil dogumlu ama Kanada'da uzun yillar yasamis eski ev arkadasim Shai anlatmisti, Kanada'da insanlarin kiyafetlerini kisitlayan hicbir yasal uygulama yok. Yani sokakta bir genc kiz tisortunu cikartip sutyeniyle dolassa, polisin ya da herhangi bir otoritenin mudahale hakki yok. Bazi ulkeler bu kadar 'ozgur' olmakla birlikte bunu cogu Avrupa ulkesi ve Amerika'da yapamiyorsunuz.

Simdi Turkiye gercekligine dondugumuzde, boyle bir ozgurlugun olmadigini cok acik gorebiliriz. Kaldi ki universitelerde iccamasiriyla bir kizin derse kabul edilmeyecegini de biliriz (aslinda bu, turban eylemleri sirasinda harika bir karsit protesto fikri olabilirdi!!). O zaman bu ucsuz bucaksiz ozgurluk istemi biraz daha ici bos gorunebilir belki...

KIME DEMOKRASI?
Son alti yildir en cok ismini duydugumuz kavram demokrasi. Peki kime demokrasi? Elbette inananlara, hem de onlar gibi inanip tam da onlarin istedigi stilde basini ortenlere ve cuma ogle vakti dukkanini kapatana demokrasi. Demokrasi ise asil derdimiz, nicin 'oteki'lerin adi gecmiyor? Escinseller ne olacak? Turkiye'de bugune kadar hangi ust duzey yonetici ya da siradan bir ofis calisani escinselligini ilan edebilmis? Engelliler, Turkiye'de yasayan gayrimuslimler ve yabancilar peki? Kac tane kadirimda tekerlikli sandalye gecisi var, kac tane otobus engelli vatandaslarin seyahat ozgurlugune yardimci oluyor?..

Bir devlet kurumunda gorevli olan dayim, yaz tatili icin kurulusun Antalya kampina gitmisti. Simdilerde her yer guvenlik onlemi adi altinda kameralarla gozetleniyormus. "Ozellikle restoranda bir suru kamera var ve calisanlar buraya tatile geliyor ama icki icemiyorlar korkularindan, kameralar var, mimlenecegiz diye. Olsun ben ictim, inadina her aksam raki ictim kameralara karsi!" diyor dayim...

Bir de gazeteciler ve karikaturistler var. Sanirim 85 yillik demokrasi tarihimizde son 6 yildir oldugu kadar tazminat odemedi gazeteci-yazarlar. Bu kadar demokrasiden bahseden bir hukumet, bir turlu ozgur dusunceyle barisamadi, karikaturun kendi dogasindan gelen karsit fikirleri sindiremedi. Her propagandada ozgurluk dendi, ama kimse 301. maddeye dokunmadi. Erdogan, ben yasadim 301 sacmaligini, artik insanlara ozgurluk ve demokrasiyi gosterelim, demedi. Secimler gecti, silah arkadaslari degisti, en cok da demokrasi adi zikredildi ama ozgur dusunce adina bir arpa boyu yol alinamadi...

Demokrasi, ne kadar cogulculuk, ne kadar insan hakki, ne kadar saygi, ne kadar empati ve ne kadar farkli karsit gorus iceriyor? Kavramin isminden once bunlari sorgulamak lazim...

No comments: