Wednesday, October 18, 2006

flashback


Gecen yil bu zamanlar ben evliydim!

Galiba biz Necla'yla evlendik. Butun dugun resimlerinde yer almam hatta nikah masasindaki varligim da bunun ispati olsa gerek... Ve Mehmet'in kiskancliklari :)

Yine Ramazan'di. Ikimiz de oruc tutuyorduk. O zamanlar seferi degildim ben :) (gerci Necla hala tutuyor) Mehmet bol bol is seyahatlerine gidiyor, Istanbul'daysa bile cok yogun calisiyordu. Hele Mehmet'in Sali toplantilari... Ben eger isten insani bir vakitte cikabilmissem Necla'da aliyordum solugu. Her hafta farkli bir makarna ve guzel bir salatayla karsilaniyordum. Hemen dizinin baslamasina yakin cayimiz demleniyordu. Demlikte, bir poset de karamel tabii ki. Buyuk cay bardaklarimiz, cikolata ve kuruyemisle dolu tepsimiz, oturuyorduk Desperate Housewives'in karsisina. Ama Ramazan'a ozel cok guzel sahurlarimiz oldu Necla'yla, ozellikle Mehmet sehir ya da yurt disindaysa. Nasil da benden once kalkip sofrayi hazirliyordu ozenle, sanki gercekten misafirmisim gibi :)

Sonra annemler: Zaten hep gec geliyorsun isten, yuzunu goremiyoruz. Ve Necla'ninkiler: Madem kocan yok, gel bizle kal. Ve Mehmet: Ya ben artik donmek istiyorum, Nesli'yi kiskaniyorum, siz galiba onunla evlendiniz!!

Ne cok guzel ani vardi o rengarenk salonda. Ama yasarken cok iyi biliyorduk degerini, yani o gunler geride kaldiktan sonra anlamadik kiymetini. Once ben gittim. Sonra Mehmet. Sonra Necla. Simdi New York'ta turuncu olmayan masalari ve yesil olmayan sandalyeleriyle yepyeni bir hayattalar...




Sevgilim New York'u gormek istiyor. Sehir, zerre kadar umurumda degil. Ben Necla'yi gorme derdindeyim. Bir gun... Olabilecek mi acaba?

4 comments:

necla said...

Neslim...sicak bi seyler akti kalbime ayni gunleri hatirlayinca. Seni turuncu armutun icinde ilk gunden itibaren benim yerim orasi demenin rahatligi ile hatirladim bi an..ama nasil arkana yaslanmisin. Isten eve donerken, aman hemen varayim, markete ugrayip alisverisimi yapayim. Yoldadir bi yarim saate kadar varir telasindaydim. Ya ben de dusundum iste kocacim gibi sana yemekler hazirlamak bana cok zevk veriyodu. E birbirimize gunumuzu anlatiyorduk. Ne unutmussun biliyosun dimi? Derinden dumanini icine cektigimiz uzun ince sigaralarimizi. Her nefeste mutlaka anilarida cekiyorduk icimize. Ne guzel gidiyordu karamel kokulu cayimizla. Ah gercekten biz kiymetini bilerek yasadik o gunleri zira on bes yasindan beri devam eden dostlugumuzun en tatli zamanlariydi belki. Izmir yoktu gitmek zorunda oldugun...acilar bir nebze geride kalmisti ikimizde de ve en onemlisi benim evimdeydik. Sari cicekli bardaklarimdan su iciyorduk, ince bellilerden cayimizi yudumluyorduk.

Simdi yine sabirsizlikla seni gormeyi bekliyorum. Jack'de teyzesiyle tanismak icin sabirsizlaniyo :))

Unknown said...

ya bak ben kiskaniyorum ama artik bilesin :)

Anonymous said...

Kimin lafiydi yoksa eski ahitdemi geciyordu bilmiyorum soz ucar yazi kalir derler. Sozu ucucrup, yaziyi birakmissin banada bi Adanali olarak yazdiklarina bir cevap yazmam gerekiyor. Adana lisani yakin
"Sen düşüncelerin bulutlaştığını bilir misin? Bulutlaşır, cıvıklaşır, katranlaşır. Tedailer zikzak çizer boyuna. Kafatasında musîkisi biter kelimelerin, uğultu başlar, şuuraltının veya şuursuzluğun uğultusu. Hayat, uyku ile uyuşukluk arasına rakseder. Tehlikeye düşen vücut için, şuur bir safradır. Külçe gibi, leş gibi yaşamak da yaşamaktır. Zekânın sürekli isyanlarından bîzar olan madde, bu şımarık, bu geveze, bu mütecessis meşaleyi bir üfleyişle söndürür. Cinnet maddenin zaferi. "


Yanni aranizdaki iliskiyi kiskaniyorum ama doner bicagiyla neclayi san yaar etmem diyorum

Saka saka dostum SENIN VARLIGINI BILMEK GUZEL IYIKI VARSIN. YAZDIKLARIMISADECE BU KISMINI CIDDYE sAVYERE SOYLE S...... OLMADAN OLMAZ HAAAAAAAAAAAA

nesli said...

yaa nedir bu sevgilimin muslumanlardan cektigi!! benim zavalli xavier'im... memo, anladin sen onu ;)